İtalyan
Mutfağında Balıklar ve Deniz Ürünleri
İtalya’nın denizleri
eskiden Adriyatik ve Akdeniz’e özgü çeşit çeşit balık ve kabuklu deniz
ürünleriyle dolup taşardı. Ne yazık ki kirlilik ve aşırı avlanma bu çeşitliliği
azalttı. Bir İtalyan balıkçısına gittiğinizde her çeşit balık ya da kabuklu
deniz ürününe rastlayabilirsiniz. İtalyanlar deniz ürünlerinin tazesini sever
ve sos kullanmaksızın basitçe pişirirler. Büyük balıklar genellikle sade bir
şekilde ızgara ya da buğulama yapıldıktan sonra üzerine zeytinyağı dökülerek
veya ‘cartoccio’ (kağıda sarılarak) içinde fırınlanarak hazırlanırlar. Küçükler
ise çıtır çıtır ‘fritto misto di mare’ hazırlamak için kızartılır. Her sahil
bölgesinin yerel balıklar kullanılarak hazırlanan ve başlı başına bir öğün
yerine geçen kendine özgü bir balık çorbası vardır –Livorno’da ‘cacciucco’ ,
Sardinya’da soğuk ‘Burrida’ , Adriyatik sahilinde ‘Brodetto’ – ve her bölge
kendi çorbasının en iyisi olduğu iddiasındadır.
İtalya’da tatlı su balıkları -alabalık,
kalinos, sazan, yılanbalığı- göllerin ve nehirlerin zevkle yenen ürünleridir. Oldukça
leziz olan yılanbalığı ızgarada, fırında, yahni yapılarak ya da kızartılarak
tüketilir.
Bazı balık çeşitleri kurutulur,
tuzlanır ya da zeytinyağına yatırılır. Bunlardan en çok bilineni zeytinyağına
yatırılıp konserve olarak satılan tonbalığıdır. ‘Baccala’ ezmesi ya da çorbası
ve yahnisi yapılan tuzlanıp kurutulmuş morinadır. Ançüez tuzlanır ya da
zeytinyağıyla kutulanır veya tatlı-ekşi bir sosla salamura yapılır. Sardalye de
oldukça sevilen bir balık türüdür ve Sicilya’da makarna sosu üretiminde
kullanılır.
Ançüez
Zeytinyağıyla konserve edilmiş ya da
tuzlanmış bu küçük, yoğun tatlı balıklar
makarna soslarına ya da salatalara lezzet vermek için kullanılır.
Orata (Çipura)
Bu Akdeniz balığı bombeli kafasındaki
hilal biçimli, altın rengi iz ve her iki yanağında da bulunan altın sarısı
renklerle belirgindir. Çok güzel gümüş renkli pulları ve biraz sert ama leziz,
çıtır çıtır yenen bir eti vardır. Çipura genellikle 600 gr ile 1 kg
ağırlığındadır; daha büyüğü iki iştahlı insanı doyurmaya yetecektir. Çipura
ızgarada, ‘cartoccio’ da yani kağıtta fırınlanarak ya da mangalda leziz olur.
Pesce
Spada (kılıçbalığı)
İtalya’da balıkçı tezgahlarında arada
sırada bütün bir kılıçbalığına rastlayabilirsiniz. Bu balık 5 metreye yaklaşan
boyu, 100-500 kg arasındaki ağırlığı ve kılıca benzer üstçenesiyle kolayca
tanınabilir. Genellikle biftek büyüklüğünde parçalar halinde satılır. Etinin
sert, yoğun yapısı kırmızı eti andırdığından ‘’deniz bifteği’’ diye anılır.
Sarde ya
da sardelle
(sardalye)
Sardalye adını muhtemelen bir ara
denizlerini işgal etmiş olduğu Sardinya’dan alır. Akdeniz’de hala bulunan bu
küçük, gümüş renkli balığın büyüklüğü 12-13 cm kadardır. Bahar mevsiminde
ulaşabilecekleri en büyük boyuta ulaşırlar. Kişi başına dört büyük ya da altı
küçük sardalye yeterlidir. Sardalyenin eti çok yağlı olduğundan ancak çok
tazeyken yenilmelidir.
Spigola
ya da branzino
(levrek)
Akdeniz’in gümüş rengindeki levreği,
yırtıcı yapısı yüzünden ‘’deniz köpeği’’ unvanını kazanmış olsa da yemesi kadar
seyretmesi de keyifli bir balıktır. Bu ince, nazik balık hemen her zaman bütün
halinde satılır ve ağırlığı 1 kiloyu geçmediğinden ancak iki üç kişiyi
doyurabilir. Levrek nefis beyaz eti ve sinir bozucu kılçıklarını azlığına göre
fiyatlandırılır. Ama hiçbir zaman ucuz değildir.
Triglia
(barbunya)
Bu küçük Akdeniz balığının ağırlığı
genellikle 1 kilonun altındadır. Parlak, gül rengi gövdesinin her iki tarafında
soluk, altın sarısı renginde çizgiler bulunur. Etinin, diğer hiçbir balığa
benzemeyen, farklı, karidesi andıran kendine özgü bir tadı vardır. Barbunyanın
ciğeri de beğenilerek yendiğinden pişirilirken çıkarılmaz ve bu yüzden de bu
balığa ‘’deniz çulluğu’’ denir. Barbunya çok kolay bozulduğu için alındığı gün
tüketilmelidir. Rengi hep parlak olmalıdır;
renginin donuk olması balığın taze olmadığını göstermektedir.
Calamari
ya da totani
(kalamar)
ve (seppie)
Kalamar ve mürekkep balıklarının dış görünüşlerinden
belli olmaz ama kabukları gövdelerinin iç kısmında bulunan yumuşakçalardır.
Birbirlerine çok benzeseler de mürekkep balığının daha büyük bir başı, daha
geniş bir gövdesi ve daha büyük dokunaçları vardır. Muhabbet kuşları ve
papağanlar mürekkep balığının içindeki kabuğuna bayılır. Bu kabuk çıkarıldıktan
sonra mürekkep balığı yumuşacık olur. Kalamarın kabuğu, uzun, ince gözenekli bir
kavkıdan başka bir şey değildir. Hem seppie’nin hem de calamari’nin on dokunacı
vardır.
Kalamar ve mürekkep balığı İtalya’da çok
sevilen deniz ürünleridir; halkalar halinde kesilerek ‘İnsalata di mare’ ya da ‘Fritto
misto’ olarak sunulurlar.
Mürekkepleri ise risotto ya da taze
makarnaya renk vermek için kullanılır.
Polipi
(ahtapot)
Ahtapot kalamardan çok daha büyük olup
dokunaç sayısı sekizdir. Mürekkep keseleri başlarında değil karaciğerlerindedir
ve mürekkeplerinin yoğun ve buruk bir tadı vardır. Ahtapotun hem görüşünü hem
de tadı kalamara benzese de hazırlanması çok daha zorlu bir süreç gerektirir.
Uzun süren yavaş bir pişirme işleminden önce yumuşatmak için sert bir zemine
çarpılmalıdır.
Çok küçük ahtapotlar bulabilirseniz
aynı kalamar gibi pişirebilirsiniz ama açıkçası ahtapot yerine kalamar ya da
mürekkepbalığı pişirmek çok daha zahmetsiz olacaktır.
Gamberetti,
gamberelli ve gamberoni
(teke, çalı
karidesi, karamot)
İtalyan sahillerinde o kadar çok
karides çeşidi vardır ki hepsinin ismini bilmek hemen hemen imkansızdır. En
küçüğü pembe ya da kahverengi olan ve genellikle haşlanıp zeytinyağı ve limon
suyuyla antipasto olarak servis yapılan ‘gamberetti’ dir. Boyut olarak ikinci
sırada pembe, lezzetli bir karides olan gamberelli gelir. Bu, ‘Fritto misto di
mare’de (kızarmış karışık deniz ürünleri) en çok kullanılan çeşittir. ‘Gamberi
rossi’ pişirildiğinde parlak kırmızıya düşünen daha büyük bir karides cinsidir.
Bu cins lezzeti yüzünden oldukça pahalıdır ve basitçe pişirildikten sonra mayoneze
batırılarak yenir. En güzeli ve en pahalısı ise Adriyatik’ten gelen, inanılmaz
bir tadı ve kıvamı olan büyük gamberoni’dir. Bunlara benzeyen ‘cicala’ adında
küçük yassı bir ıstakoz da vardır.
Vongole
(istiridye)
İtalya’daki bölge sayısı kadar çeşitli
istiridye cinsi vardır; küçük, yumuşak kabuklu arselle ya da vongole, uzun,
ince deniz çakıları, tartufi di mare (deniz mantarı) denilen muhteşem, tırtıklı
kabukları olan büyük venus istiridyeleri bunlardan bazılarıdır. Hepsinin nefis
bir tadı ve dişe gelen bir yapıları vardır. Boyutları çok farklı olduğundan,
yapıcağınız yemek için kaç tane gerektiğini balıkçınıza sormak en iyisidir.